Bu Blogda Ara

Umut'a dair


Çocuk yapma kararı benim için oldukça zor bir karardı. Klişe bir laf olacak ama hep "Böyle bir dünyaya" çocuk getirilmemesi taraftarıydım ta ki ....

Ne oldu aslında ben de çok emin değilim. Kimilerinin hormonel dediği kimilerinin "tik tak" diye tabir ettiği bir mucize oldu  sanırım. Çocuk sahibi olmak istemeyen ben, hamile kaldım.
Hayatımın hiç bir döneminde hissetmediğim kadar huzurlu, mutluydum. Bilinen genel hamile profilinin aksine enerji doluydum. Sanki yıllardır bu anı bekliyormuş gibiydim.  Hamilelik öncesinde, asla kimseye mutlaka bu duyguyu yaşayın demem derdim,  ama çok üzgünüm, artık bu cümleyi kurabilirim:) Çünkü itiraf ediyorum:  hamilelik muhteşem bir şey dostum.  Bir kadının hayatında yaşayabileceği en güzel evrelerden biri sanırım. İçindeki  minicik bir noktayı kocaman bir mucize haline getiriyorsun. Bu esnada hücrelerin, bedenin, ruhun,  tüm benliğin, varlığın değişiyor; farklı bir kimliğe, kişiliğe, dişiliğe: anneliğe hazırlanıyorsun.
Fedakarlıklar başlıyor. Yemeklerin, uyku düzenin, giyimin, rutinin, hormonların kısacı hayatın değişiyor ama yine de ilginç bir biçimde mutlu olabiliyorsun. En azından bende bu şekilde oldu. Hiç filmlerde gördüğümüz anksiyete atakları, duygusal erozyonları yaşamadım.

Belki minik bebeğimizin bana etkisi bu şekilde oldu, onun huzuru mutluluğu ve pozitifliği bana yansıdı ya da benimki ona, kim bilir? Çok rahat, huzurlu ve dingin bir 9 ay geçirdim ve sonunda çok tatlı minik cevizli :) kurabiyem 'Umut'um' doğdu.





Fotoğraflarımızı çeken Banu Gürbüz'e teşekkür ederiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder